Aim: Pleomorphic adenoma is a slow-growing benign salivary tumour most commonly arising in the parotid gland. The etiology of this tumor is unknown but is associated with malignant degeneration, thus constitutes one of the indications for surgery. Optimal surgical management of parotid pleomorphic adenoma is important because of a considerable risk of tumour recurrence and complications. The current and most common practice is the excision of these tumours by means of superficial parotidectomy and postoperative follow-up. Methods: A retrospective analysis of 11 patients with parotid pleomorphic adenomas diagnosed and operated on by ENT surgeons were performed in the study. Clinical presentation, preoperative investigations, operative procedure, histopathology report, postoperative complications were recorded. The data were collected and reviewed from the records of all the patients. Results: In our study we had 11 patients (9 females, 2 males, age range 13-51, mean age of 33.3,± 13.4). In all cases the tumors were located in the superficial lobe of the parotid gland and fine needle aspiration biopsy was suggested of pleomorphic parotid adenoma. The right side was affected in seven (63.6%), while the left in four patients ( 36.4%). The average follow-up was 1.2 years. We had no permanent facial nerve dysfunction, and no recurrence. Conclusıon: Adequate excision of the tumour with intact capsule by superficial parotidectomy with facial nerve preservation for pleomorphic adenomas located in the superficial lobe of the parotid gland provides adequate therapy and generally avoids recurrence.
Keywords: Pleomorphic adenoma; parotid gland, benign salivary tumour, superficial parotidectomy.Amaç: Pleomorfik adenom en yaygın olarak parotis bezinden kaynaklanan yavaş büyüyen benign bir tükrük bezi tümörüdür. Bu tümörün etyolojisi bilinmemektedir. Fakat malign dejenerasyonla ilişkili olması cerrahi endikasyonlarından birini oluşturmaktadır. Yüksek tümör rekürrensi ve komplikasyonları nedeniyle parotis pleomorfik adenomunun uygun cerrahi tedavisi önemlidir. Tedavide geçerli ve en yaygın uygulama süperfisyal parotidektomi yoluyla bu tümörlerin eksizyonu ve operasyon sonrası takibidir. Yöntem: Çalışmamızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Kliniğinde parotis pleomorfik adenoma tanısı ile opere edilen 11 hastanın dosya kayıtları retrospektif olarak incelendi. Klinik bulgular, preoperatif araştırmalar, yoperasyon yöntemi, histopatolojik tanı ve postoperatif komplikasyonlar kaydedilerek literatür eşliğinde tartışıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan 11 hastanın dokuzu kadın ve ikisi erkekti (yaş aralığı 13-51, ortalama yaş 33.3+13,4). Tüm vakalarda tümör parotis bezinin yüzeyel lobunda bulunmaktaydı ve ince iğne aspirasyon biyopsisi parotis pleomorfik adenomunu destekliyordu. Yedi hastada (% 63.6) sağ taraf ve 4 hastada (%36.4) sol taraf tutulmuştu. Tüm vakalara süperfisyal parotidektomi uygulandı. Ortalama takip süresi 1.2 yıldı. Hiç bir vakada kalıcı fasial sinir disfonksiyonu ve rekürrens gözlenmedi. Sonuç: Parotis bezinin yüzeyel lobunda yer alan pleomorfik adenomlarda, fasial sinir korunarak süperfisyal parotidektomi yoluyla tümörün intakt kapsülle birlikte eksizyonu uygun tedaviyi sağlar ve genellikle rekürrensin önlenmesi mümkün olabilir.
Anahtar Kelimeler: Pleomorfik adenom; parotis bezi, benign tükrük bezi tümörü, süperfisyal parotidektomi