INTRODUCTION: One-year erythrocyte suspension transfusions were examined in our intensive care unit. It was aimed to reveal transfusion application decisions and the criteria behind these decisions.
METHODS: 188 patients in the intensive care unit of the Anesthesiology and Reanimation clinic between 2017 -2018 January and underwent transfusion of erythrocyte suspension for any reason were included in the study. Patients were divided into those who underwent erythrocyte suspension replacement due to active bleeding (Group K) and those who had a replacement without active bleeding (Group NK). Demographic data of the patients, hospitalization diagnoses, APACHE values in the first 24 hours of intensive care admission, comorbid diseases, available hemoglobin (Hb) value and length of stay in the intensive care unit were noted.
RESULTS: The ages of the patients in Group K were significantly lower (p <0.05) Tthe rate of comorbidity in Group K was significantly lower (p <0.05).APACHE values measured during intensive care admission were significantly lower (p <0.05) in Group K. Group K Hb values were found to be significantly higher (p <0.05) in the comparison made in terms of Hb values when the replacement decision was made. Group NK was significantly ahead (p <0.05) during the ICU stay.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Tthe main determinant was the Hb value and other factors were also effective. In patients without active bleeding, evidence suggests a more conservative approach with blood transfusions. We believe that more research is needed to personalize transfusion strategies in intensive care patients and to measure the common effects of different combinations of factors.
GİRİŞ ve AMAÇ: Yoğun bakım ünitemizde bir yıllık eritrosit süspansiyonu transfüzyonları incelendi. Transfüzyon uygulama kararları ve bu kararların arkasındaki kriterlerin ortaya konulması amaçlandı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Ocak 2017- Ocak 2018 tarihleri arasında Anesteziyoloji ve Reanimasyon kliniği yoğun bakım ünitesinde yatan ve herhangi bir nedenle eritrosit süspansiyonu transfüzyonu uygulanan 188 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar aktif kanama nedeni ile eritrosit süspansiyonu replasmanı yapılanlar (Grup K) ve aktif kanama olmaksızın resplasman yapılanlar (Grup NK) olarak ayrıldı. Hastaların demografik verileri, yatış tanıları, yoğun bakım kabulünün ilk 24 saatinde APACHE değerleri, eşlik eden hastalıklar, replasman için karar verildiğinde mevcut hemoglobin (Hb) değeri, hastaların yoğun bakımda yatış süreleri not edildi.
BULGULAR: Grup K’da hastaların yaşlarının Grup NK’dan anlamlı (p < 0.05) olarak daha düşük olduğu görüldü. Grup K’da komorbidite oranının Grup NK’dan anlamlı düşük olduğu izlendi (p < 0.05). Yoğun bakımda ilk 24 saatte bakılan APACHE değerlerinin Grup K’da anlamlı düşük (p < 0.05) olması dikkati çekti. Replasman kararı verildiğinde bakılan Hb değerleri açısından yapılan karşılaştırmada Grup K’da Hb değerlerinin anlamlı yüksek olduğu (p < 0.05) görüldü. Yoğun bakım yatış sürelerinde ise Grup NK’ nın belirgin farkla (p < 0.05) önde olduğu izlendi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Oluşturulmuş bir transfüzyon protokolü olmamakla birlikte esas belirleyicinin Hb değeri olduğunu, bununla birlikte diğer faktörlerin de etkili olduğunu gözlemledik. Aktif kanaması olmayan hastalarda, kanıtlar kan transfüzyonları ile daha konservatif bir yaklaşım önermektedir. Yoğun bakımda yatan hastalarda transfüzyon stratejilerini kişiselleştirmek ve etkenlerin farklı kombinasyonlarının ortak etkilerini ölçmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.